Tag Archives: mülakat soruları

Mülakatta Eleştiriye Açık Olduğunuzu Gösterin!

İnsanlar arasında yaşanan pek çok sorunun sebebi, bireylerin eleştiriye yeterince açık olmamalarıdır. Herkes kendisinin en iyiyi yaptığını düşünmekte ve yanlışlarının gösterilmesinden hoşlanmamaktadır. İşte bu anlayış eksikliği, iletişime ve eleştiriye kapalı olma durumu ailede, okulda, işte, arkadaşlar arasında sorun yaratmakta, çoğu zaman ilişkiyi çıkmaza sürüklemektedir.

İşe alma sürecinin belki de en önemli basamağı olan mülakat sırasında da insan kaynakları uzmanları adayların eleştirilere karşı tutumlarının nasıl olduğunu ölçme amaçlı sorular yöneltmektedir. Zira bir takımın üyesi olacak olan kişilerin hem bir arada yaşam hem de daha başarılı bir iş için eleştirilere açık olmaları gerekir. Eleştirilmeye tahammülü olmayanların, gelişime karşı da dirençli oldukları bir gerçektir. İşte tüm bunlardan dolayı mülakatlarda olumlu bir izlenim yaratmak isteyen adayların, tamamen doğal, tamamen kendisi olmaya özen gösterip eksik ya da yanlış yerlerde eleştiriyi kabul etmeleri gerekir.

Bu paralelde işe alım uzmanları adaylara “yaptığınız iş eleştirildiğinde nasıl bir tepki verirsiniz ve bu durumu nasıl yönetirsiniz? İş yaşamınızdan bu tür bir örnek verir misiniz?” şeklinde soru yöneltebilirler. Adayın bu soruya vereceği yanıt ve anlatacağı örnek adayın karakteri, baskı altında olduğunda nasıl davrandığı hakkında önemli ipuçları verecektir.

Bu aşamadan başarı ile çıkabilmenin en doğru yolu kesinlikle eleştiriye açık olduğunuzu ve bunların sizi geliştireceğini düşündüğünüzü ifade etmektir. Eğer anlattığınız örnekte ve açıklamanızda bu eleştirinin çok haksızca yapıldığı, aslında sizin haklı olduğunuz gibi bir yol izlerseniz, sizin yönetilemez ve geliştirilemez birisi olduğunuz düşünülür. Bununla birlikte asla daha iyi olmaya çabalamayacağınız ve esneklik gösteremeyeceğiniz şeklinde bir algı oluşur.

Kendinize “ben yönetilebilir miyim” diye sorun ve yanıtınızda gerçekçi olun

Eleştiriye açık olan insanlar, gelişime, değişime ve yönetilmeye de açıktırlar. Tüm şirketler de kendini geliştirecek, duruma göre değişebilecek ve yöneticileriyle aynı paralelde ilerleyebilecek kişilerle çalışmak isterler. Zira eleştiriye açık olmayan kişiler sık sık bulundukları ortamda kaos yaratırlar.

Başarılı bir iş hayatı için eleştiriye ve gelişime açık olmak hayati önem taşımaktadır. Zira iş dünyası ve tüm sektörler her geçen gün inanılmaz bir hızla gelişmektedir. Eleştiriye açık olmayan kişiler bir sosyal ortamda, iş yerlerinde sürekli savunma durumunda kalırlar ve sahip oldukları eforu diğerlerinin görüşlerinin haksızlığını kanıtlamaya çalışarak harcarlar. Aslında bazıları için bu çok da kötü gibi görünmeyebilir.

Ancak eleştiriye tahammülsüzlük hem kişinin kendisini hem de onunla iletişim halindeki diğer insanları yorar, sıkar ve zaman zaman yaralar. Eğer bir iş yerindeki yönetici sorumluluğu altındaki personeli eleştiremezse onunla iletişim de kuramaz, onun daha iyi olabilmesi için de bir şey yapamaz.

İşte böyle vakalarda da en kısa zamanda o kişinin o işyeriyle ilişkisinin kesilmesi gündeme gelir. Sonuçta hiç kimse mükemmel değildir. Herkesin bilmediği konularda yönlendirilmeye ihtiyacı vardır. Özellikle de yeni işe başlanan bir yerde yanlışların düzeltilmesine, yönlendirilmeye, eleştirilmeye sıkça yer verilir. İşte tüm bunları hesaba katarak bir mülakat öncesinde aday kesinlikle kendisinin yönetilebilir birisi olup olmadığını düşünmeli ve eğer değilse bu yönünü törpülemek adına uğraş vermelidir.

Hangi eleştirel sorulara nasıl yanıtlar verilmeli?

Mülakatlarda adayların eleştiriye açık olup olmadıklarını ölçecek bazı sorular yöneltilir ve bunların yanıtlarına göre de aday hakkında özel yorumlar yapılabilir.

Örneğin “birinin size bir işi daha iyi yapabileceğinizi söylediği bir anı anlatır mısınız? Bu durumda siz nasıl bir karşılık verdiniz ve nasıl o işi daha iyi hale getirdiniz? Sonuç nasıl oldu” şeklinde bir yaklaşımda nasıl bir yol izlenmeli?

Burada önemli olan durumu ya da görevi, yaptığınız davranışı ve davranışın sonucunu net ve tutarlı bir şekilde anlatabilmenizdir. Genellikle böyle durumlarda adaylar olayı uzun uzadıya anlatırlar, ancak sonucu es geçerler ya da birkaç cümle ile geçiştirirler. Burada en önemli olan husus sonuçtur. Zira siz bir görevi yerine getirdiniz, yöneticiniz o iş için size farklı bir yol gösterdi ve bu sayede daha iyi olacağını söyledi, siz o yolu izlediniz ve sonuç nasıl oldu? Başarılı ya da başarısız olmanız hiç önemli değil önemli olan bu örnekte sizin eleştirilere açık bir çalışan olduğunuzu ve yöneticinizin direktiflerini önemsediğinizi gösterebilmenizdir.

Mülakatlarda stratejik yanıtlar verebilmek çok önemlidir. Karşınızdaki kişiler muhtemelen sizin gelecekteki yöneticileriniz ve bu sebeple sizin onlara nasıl esnek ve eleştiriye açık bir aday olduğunuzu gösterebilmenizdir. Burada anlatacağınız hikayede sizi eleştiren kişinin saçmaladığından, aslında sizin en doğru yolu izlediğinizden, yine en sonunda sizin haklı çıktığınızdan kesinlikle bahsetmeyin.

Unutmayın ki bu sizin hayalinizdeki işinize alınmanız için kısıtlı bir süre ve bunu başkalarının hatalarını anlatarak harcamak istemezsiniz. Olumsuz olan tüm ayrıntıları aklınızdan silin, sadece sizin eleştirel yaklaşıma olan hoşgörülü tavrınızdan bahsedin.

Mülakatların Son Aşamasında Adayların Yaptıkları Hatalar

Küçük çaplı işletmelerin işe alım süreçlerinde genellikle iş başvurusu yapılır, uygun olan özgeçmişlere sahip adaylar bir kez mülakat için çağrılır ve bunun sonucunda işe alım gerçekleşir. Ancak sektörün öncü firmalarında, büyük çaplı şirketlerde işe girebilmek çok daha zor ve meşakkatli bir dizi iş ve mülakat süreci gerektirmektedir.

Örneğin büyük bir firmada işe girebilmek için öncelikle iş ilanına başvuru yapılır, ardından özgeçmişi uygun olan adaylar bir kez ön görüşmeye alınır. Ön görüşmenin sonrasında belki telefon görüşmesi için bir zaman belirlenir ve o süre içinde insan kaynakları uzmanları ile telefon mülakatı yapılır. Sonrasında 1 ya da 2 kez yeniden farklı aşamalardan oluşan yüz yüze mülakatlara çağrılarak işe alım süreci gerçekleşir. Bazı kişiler bu son aşamada gayet rahattırlar ve mülakatları da başarılı geçer.

Son mülakat için davet edildiyseniz, bu hatalara dikkat edin!

Adayın yaşamı hakkında çok önemli bir karar verecek olan kişi en doğru kişiyi seçmek için düşünmek, seçim yapmak durumundadır. Ancak aday zaten bu uzun ve çok aşamalı elinden gelenin en iyisini yapmış ve artık kendinden emin bir şekilde olumlu kararı bekliyordur.

İşte tüm sürecin işlediği iş görüşmelerinde bazı adaylar en son mülakata kadar her şeyi gayet başarılı şekilde götürüp son mülakatta bazı küçük hatalar yaparak işi kaybedebilmekteler. Bunun gerçekleşmemesi için adayların en son mülakatta 3 büyük hatayı yapmamaya özen göstermeleri gerekir.

1. Daha işe alınmadan son mülakatta, sanki oranın çalışanıymış gibi giyinmek
Her sektörün, hatta her iş yerinin bir üniforması olmasa da kendine has bir giyim tarzı vardır. Adaylar iş görüşmesine giderken hangi iş kolun olduğundan bağımsız bir şekilde ciddi ve profesyonel sınırlar içinde giyinirler. Ancak işe alınacağına kesin gözüyle bakan adaylar, son mülakata giderken sanki çoktan işe alınmış gibi giyinirler, bir önceki mülakata giderken gösterdikleri özeni göstermezler. Örneğin, kot pantolon, spor ayakkabı gibi rahat kıyafetler giyilerek gidilebilen bir işin son mülakatına kotla gitmek çok büyük bir hata olur. Adayı mülakatta bu şekilde gören işe alım uzmanı rahatlığa ve cürete şaşırır, belki birkaç tane şaka yapar, ancak kesinlikle olumlu bir etki yaratmak mümkün olmayacaktır.

Bunun yerine: Son mülakatlarda genellikle “büyük patronla” ya da insan kaynakları departmanı yöneticisi ile görüşme yapılmaktadır. İşte bu sebeple bu son aşamayı da en iyi şekilde geçmeye çalışmak önemlidir. Aday son mülakata giderken aslında en şık, en profesyonel, iş dünyasına en uygun kıyafetini giymelidir. Ancak daha günlük şık bir kıyafetin daha olumlu bir etki yaratacağına dair bir tüyo almış veya öyle bir izlenim edinmiş adayların, bir tık daha günlük giyinmelerinde sakınca yoktur.

2. İşe alım uzmanının arkadaşıymış gibi gereksiz bir samimiyetle davranmak
Bir aday, hangi koşulda olursa olsun işverenine, insan kaynakları uzmanlarına belli bir saygı ve mesafe çerçevesinde davranmalı, yaklaşmalıdır. Özellikle de daha işe alınmadan mülakat aşamasındayken, sadece birkaç kez görüştüğü bir yöneticiye fazla samimi yaklaşmak itici bir etki oluşturabilir. İşe alım uzmanları ne kadar içten yaklaşırsa yaklaşsın mülakata giden aday sadece masum bir tokalaşma yapması gerekirken, sanki kucaklaşacakmış gibi bir samimiyet içine girmemelidir. Bu bağlamda kişisel yaşamla ilgili ayrıntılı konuşmak, iş prosedürü dışına çıkan ifadeler kullanmak yanlış olacaktır.

Bunun yerine: Birkaç kez görüştüğünüz ve özellikle de size samimi yaklaşan bir insan kaynakları uzmanına tabi ki de bir robot gibi soğuk yaklaşmayın. Ancak profesyonel diyalog sınırlarını da korumaya özen gösterin. Bu bağlamda sıcak bir gülümseme, tokalaşma, bir oyun arkadaşı değil de saygılı bir iş arkadaşı şeklinde yaklaşım doğru olacaktır.

3. Arkadaşlara ve diğer tanıdıklara zaten çoktan işe alındığını söylemek

İş başvurusu olumlu değerlendirilmiş, ilk mülakat süreci çok sıcak ve doğru geçmiş, bir tek son mülakat kalmışsanız, aslında işe alınmak için neredeyse tüm şartları sağlamaktasınız. Ancak iş sözleşmesi yapılmadığı sürece adayın işe alınmayı garantilediğini düşünüp çevresindeki kişilere “işi kaptım” şeklinde anlatması yanlış olacaktır.

Bu zaten işi almak uğruna değil, sadece adayın kendisini kanıtlama çabası uğruna yapılan bir yanlıştır. Zira aday işe alındığı için arkadaşlarından gelen tebrikleri kabul ederken, başkası bu işin sözleşmesine imza atıyor olabilir. Hatta bazı adaylar daha son mülakata gitmeden “işe alındım, vaat edilen maaş çok yüksek, akşam bir yerlere gidip bunu kutlayalım” şeklinde ifadeler kullanabilmektedir. İşte bu durumda son mülakat da çok iyi geçer ve iş teklifi alınırsa sorun olmaz. Ancak tam aksi şekilde son mülakatta hiç de beklenmedik sorularla karşılaşıp tüm süreç bir anda negatife dönerse hem arkadaşlar arasındaki karizma yerle bir olacak hem de adayın işe alınma konusunda özgüveni büyük hasar görecektir. Zira işe alım uzmanları genellikle en kaotik ve stresli soruları bu son aşamada yöneltirler ve asıl eleme bu son mülakatta gerçekleşir.

Bunun yerine: Kişisel görüş ve izlenimlerinizden sıyrılın ve iş sözleşmesi önünüze sunuluncaya kadar hiçbir şeyden emin olmayın. Son mülakat evresine kadar gelebilmeniz kesinlikle büyük bir başarıdır. Ancak daha sonuçlanmadan sanki kazanmış gibi davranmak, konuşmak özgüven değil, aslında gereksiz bir “kendini beğenmişlik” örneğidir. Zira onlarca, belki yüzlerce aday daha bu aşamaya gelemeden elenmekte, büyük hayal kırıklığı yaşamaktadır. İşte tüm bunları hesaba katarak daha hiç ortada olmayan bir işi kutlamak, kazanılmamış bir parayı harcamak yerine arkadaşlara “görüşmeler olumlu geçti, işe alınmama son bir adım kaldı ve bu durum çok ümit verici” gibi bir açıklama yapabilirsiniz.

En Sık Sorulan Mülakat Soruları ve Cevapları – 2

İş görüşmesi yapan pek çok işe alım uzmanının adaylara yönelttiği klasikleşmiş mülakat soruları vardır. Hangi iş kolu olursa olsun adayı daha yakından tanımak, belli durumlarda nasıl tepkiler vereceğini ve gelecek hedeflerini öğrenmek için gelenekselleşmiş sorulardan faydalanılır. Zira o iş için başvuru yapmış olan kişi zaten kendi uzmanlık alanıyla ilgili bilgilere hakimdir.

Mülakatlar da adayı kendi branşından sınav yapmak amaçlı uygulanmaz. Bu bağlamda mülakatların olmazsa olmazı olan bu sorular ve cevapları hakkında fikir sahibi olmak faydalı olacaktır.

  • Profesyonel yaşamınızdaki en güçlü yanınız hangisidir?

Bu soruyu yanıtlarken kesinlikle dürüst olmanız gerekmektedir. Mülakatı yapan kişilerin duymak istediklerini değil, sizin gerçekten kendinizi güçlü hissettiğiniz yanınızı söylemelisiniz. Bununla birlikte bu iş için en uygun olan güçlü yönünüzden bahsetmelisiniz. Ayrıca güçlü yönünüz size özel, özgü olmalıdır ki, klasik insan becerileri değil, ikna edici bir iletişim gücü ya da ilişki kurabilme gücü bunun için uygundur. Zira ilişki ve iletişimin önemsiz olduğu hiçbir iş kolu, pozisyonu yoktur. Ancak bahsettiğiniz bu güçlü yönünüzü de bir örnekle somutlaştırmayı unutmayınız.

  • En zayıf yönünüzün hangisi olduğunu düşünüyorsunuz?

Bu soruyu yönelten insan kaynakları uzmanı, sizin zayıf yönlerinizi öğrenmek istemekten çok, sizin dürüstlüğünüz ve kendinize karşı farkındalığınızı ölçmeye çalışmaktadır. “Zor durumlarda kendi hayatımdan önce, şirketin çıkarlarını düşünürüm” ya da “Zayıf bir yönüm yok, mükemmelim” gibi yanıtlar kesinlikle yanlıştır. Bu sorunun yanıtında kendinizi küçümseyici ya da övücü ifadelerden kaçının, gerçekçi olmaya çalışın. Örneğin “Topluluk önünde konuşmak beni strese sokar. Ancak son dönemlerde bununla ilgili seminer ve eğitimlere katıldım. Bunu aşmak üzereyim” gibi bir yanıtla hem zayıf yönünüzü dürüstçe söylemiş hem de sorunu da çözdüğünüzü anlatmış olursunuz.

  • İşte karşılaştığınız zor ve karmaşık bir durumu ve bunu nasıl çözdüğünüzü anlatır mısınız?

Her iş yerinde karmaşık, sorunlu, kaotik anlar, dönemler olmaktadır. Her işveren böyle durumlarla başa çıkabilecek, sorunlara çözüm odaklı yaklaşabilecek personele ihtiyaç duyar. İşte bu soru da adayın sorunlu durumlara nasıl yaklaştığı ve bunları nasıl çözdüğünü öğrenmeye yöneliktir. Bir iş görüşmesinde her aday gayet pozitif, sevimli ve halinden memnun görünmek ister. Ancak işe alındığında neler olacak, büyük bir sorun çıktığında nasıl bir tutum sergilenecek çoğu zaman bunu mülakattan anlamak zordur. Ama bazı ipuçları yakalanabilir. Burada adayın olaya, duruma odaklanması ve profesyonel, üretim odaklı, mümkünse mutlu sonla biten bir tutum sergilemesi gerekir.

  • Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Bu soruyu yanıtlarken dürüst ve kendinize has bir yol izleyin. Zira işe alım uzmanı vereceğiniz yanıta göre sizin yeterince gerçekçi, hırslı olup olmadığınızı ve sizin hedeflerinizin bu işle uyuşup uyuşmadığını anlamaya çalışacaktır. Bu bakımdan yanıtınız sizi bu işle ulaştırabilecek hedefleri içermelidir.

  • Hayalinizdeki meslek, iş hangisidir?

Bir önceki soruyla paralel olarak yanıtlanması gereken bir sorudur. Bu soruda amaç başvuru yaptığınız işin sizin hayalleriniz, hedeflerinizle ne kadar uyuştuğunu görmektir. Normal şartlar altında hayaliniz NBA’de basketbol oynamak olabilir. Ancak bu iş görüşmesinde bu tür yanıtlara yer yok, gerçekçi ve o iş ile uyuşacak bir hayal bulmalısınız.

  • Başka hangi şirketlerle görüşme yaptınız?

Pek çok iş görüşmesinde bu soru yöneltilir. Zira insan kaynakları uzmanları sizin bu sektörde çalışmak için ne kadar hırslı, istekli ve ciddi olduğunuzu görmek isterler. Burada en doğru yaklaşım aynı sektördeki firmalarla görüşme yapmış olmanız şeklindedir. Bu sayede o iş alanıyla ilgili yeti ve özelliklere sahip olduğunuz ve diğer firmalar tarafından da görüşmeye çağrılmaya yetecek nitelikte olduğunuz izlenimi oluşturabilirsiniz.  Ancak burada dikkat etmeniz gereken husus, şirketlerin hepsinin aynı sektörde olması ve başvuru yaptığınız pozisyonların çeşitlilik göstermesidir. Böylelikle niteliklerinizin sadece bir değil, birkaç iş pozisyonu için uygun olduğunu gösterebilirsiniz.

Mülakatta Sizi En Doğru Tanıtacak Kelimeler Neler?

Hemen her mülakatta yöneltilen klasikleşmiş mülakat soruları vardır ve bu sorulara verilebilecek en uygun, en mantıklı yanıtlara dair pek çok farklı görüş bulunmaktadır.

Biraz internet, sosyal medya araştırması yapılarak mülakat soruları ve cevapları ile ilgili bilgi edinilebilir. Pek çok mülakatta karşılaşılan sorulardan birisi de “Kendinizi, bize tek bir kelimeyle tanımlayabilir misiniz” sorusudur. İşte bu soruda kullanacağınız sözcük aslında sizin mülakatla ilgili kaderinizi değiştirebilecek kadar değerlidir. Zira kendinizi anlatmanız için uygun yüzlerce sıfat ya da isim bulunmakta, ancak önemli olan mülakatı yapan kişilerin aradığı tanımı bulabilmektir.

Tüm iş görüşmelerinin esası stratejik olabilmektedir. Bu bakımdan bu soruya vereceğiniz yanıtta da, stratejik davranmakta fayda vardır. Bu bağlamda bazı düşünce stratejilerini göz önünde bulunduralım.

Kendinizi anlatan en doğru sözcük

Mülakattın başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için en doğru, gerçek yanıtları verebilmek önemlidir. Zira doğruyu söyleyelim ki, bir sonraki yanıtta az önce ne söylediğimizi hatırlamak zorunda kalmayalım. Ancak “doğru” çoğu zaman duruma göre değişiklik gösterebilmektedir. Burada kast edilen “doğru” o an içinde bulunduğunuz durum ve yöneltilen soruya göre var olan “doğru”dur.

Bu sebeple bu soruda çok da doğru olmayan, ancak sizin kişisel özelliklerinizi yansıtan bir sözcüğü kullanmak yeterli olamayabilir. Örneğin; mutlu, iyi bir arkadaş, esnek, sıcakkanlı, şakacı, nazik, cömert gibi pek çok olumlu sıfatı kendinize yakıştırabilirsiniz. Ancak bu sıfatlar sizin bu işe alınmanızda mülakatı yapan kişiler için çok da ikna edici olmayabilir. Öncelikle başvurduğunuz işi ve bu işin gerektirdiği nitelikleri düşünmeli ve bu bağlamda bir sözcük bulmalısınız.

Sizi anlatan en doğru sözcükler için birkaç ipucu

Sizi en iyi anlatan sözcüğü bulabilmek için bu görüşmede aslında kendinizi tam olarak nasıl tanıtmak istediğinizi biliyor olmanız gerekiyor. Zira altını dolduramayacağınız bir iddiada bulunmamak en iyisidir.

  • Siz bundan önceki iş yerlerinizde çok başarı olduysanız ve bunu birkaç örnekle kanıtlayabilecekseniz sizi en iyi tanımlayan sözcük “başarılı” olacaktır. Tabi ki bu yeni işinizde de nasıl başarılı olabileceğinizi de anlatabilmeniz gerekecektir.
  • Özgür bir ruhla çalıştığınızı ve zihninizin daima işe konsantre olduğunu anlatmak istiyorsanız “motive” sözcüğünü kullanmanız doğru olacaktır.
  • Eğer başvuru yaptığınız pozisyon bir planlayıcı, yönlendirici, lider konumu ise size en uygun sıfatlardan birisi kesinlikle “stratejik” olacaktır.
  • İşiniz sürekli değişim, gelişim ve heyecan isteyen bir role sahipse “hevesli” sizin için doğru bir tanımlamadır.
  • Pek çok bölümün birlikte çalıştığı, fazla sayıda personele hitap edilmesi, onların yönlendirilmesi gereken işe başvuran kişiler için “organize” sözcüğü uygun olabilir.
  • Çok fazla dikkat ve konsantrasyon gerektiren işlerde çalışacak olan kişiler için doru sözcük “odaklı” olabilir.
  • Pek çok işin ve aktivitenin birleşik olarak sunulduğu işlerde çalışan kişilerde aranan özelliklerden birisi “sorumluluk sahibi” olunabilmesidir.

Bunlar dışında üretici, istikrarlı, yaratıcı, aktif, yardımsever, insancıl, sadık, çok yönlü, değerli, esnek, inatçı ve analitik gibi sıfatlar da bireyi anlatan sözcükler olarak kullanılabilmektedir. Ancak adayın kesinlikle neden bu sözcüğü seçtiğini de açıklayabiliyor olması gerekir. Bununla birlikte geçmiş okul ve iş yaşantılarınızda bu sözcüğün sizi anlattığını kanıtlayan deneyim ve anılarınız varsa onları da zihninizde canlandırmalısınız.

Sizi en iyi anlatan sözcük “dinamik” mi?

Eğer siz değişebilen ve değiştirebilen,  uyum sağlayabilen, başarı için her şeyi yapabilen biriyseniz sizi en iyi tanımlayan sözcük “dinamik” olabilir. Tabi bu sözcüğü seçerken “neden” sorusunun yanıtını da düşünmüş, hazırlamış olmalısınız. “Dinamik” sözcüğünü neden seçtiğinizi de satış ve pazarlamada, yönetimde, kariyer koçluğunda çok başarılı olduğunuz şeklinde açıklayabilirsiniz. Ancak bunun için akademik eğitiminizin ve profesyonel iş deneyimlerinizin buna uygun olması, yani sözcüklerinizi kanıtlayabiliyor olmanız gerekmektedir.

Şirketimiz Hakkında Neler Biliyorsunuz Mülakat Sorusu

Bir iş yerine özgeçmişinizi göndermeden önce mutlaka o şirket hakkında genel bir araştırma yapın. Belki de sizin beklentilerinizi karşılamayacak ya da araştırmanın sonunda sizin için uygun bir yer olmadığı kanaatine varacaksınız.

Siz şirket hakkında genel bir araştırma yapıp sizin için doğru bir yer olduğuna karar verdiyseniz özgeçmişinizi gönderin. Bunun ardından firmadan size dönüş yapıldı ve mülakata çağrıldıysanız kesinlikle detaylı bir araştırmanın içine girmeniz gerekiyor. İnternet üzerinden ya da imkan varsa orada çalışan kişilerle görüşerek firma hakkında ayrıntılı bilgi edinmeye çalışın. Zira mülakatta ikna edici ve başarılı olabilmenin temel kurallarından birisi, kendinden, neden oraya başvuru yaptığından ve o firmanın size verebileceklerinden emin olmaktır.

Şirketimiz / Firmamız Hakkında Neler Biliyorsunuz? Bizi Araştırdınız Mı?

Siz görüşmeye gittiğinizde elinizin güçlü olması gerekir. Firma hakkında hemen herkesin bildiği genel yargıların ötesinde küçük ayrıntılardan haberdar olan aday ise kesinlikle diğerlerinin birkaç adım önüne geçebilecektir. Hatta tam olarak nereye, nasıl bir iş yerine girmek istediğini bilen kişi için mülakat eğlenceli ve karlı geçecektir. Bu arada mülakatların çoğunun sonunda iş görüşmesini yapan kişiler adaya her hangi bir sorusu olup olmadığını sorarlar. İşte bu durumda firma hakkında detaylı bilgi sahibi olan kişi hem kendi zekasını hem de olaya hakimiyetini gösterecek sorular yöneltebilir. İşte tüm bu işe yarar bilgileri edinmek için Google, LinkedIn, Facebook, Twitter gibi sosyal ağları ve arama motorlarını kullanabilirsiniz. Ayrıca sizin iş başvurusunda bulunduğunuz firmanın rakiplerini de tanımak işinize yarayabilir.

sirketimiz-hakkinda-neler-biliyorsunuz-mulakat

Google’da genel bir araştırma işinize yarayabilir

Google dünyada en yaygın kullanılan arama motorlarından birisidir. En önemliden, en önemsize, en basitten, en karmaşığa ne arasanız Google’da az ya da çok bilgi edinmeniz mümkündür. Bu bakımdan iş görüşmesine gideceğiniz firma hakkındaki en doğru kaynaklardan birisi Google olacaktır. Firma her hangi bir başarısı ya da durumu dolayısıyla gazetelere haber olduysa, basına yansıdıysa ulaşmanız mümkün olacaktır. Ayrıca firmanın büyüme, bölünme, başka bir alana yönelme planı var mı gibi sorunsallarda Google’dan yararlanmak doğru olacaktır.

Firmayı LinkedIn’den araştırmak doğru olacaktır

LinkedIn, profesyonel iş hayatına hitap eden bir sosyal paylaşım sitesidir. Bu sebeple iş ve kariyerle ilgili pek çok bilgi LinkedIn’de bulunabilmektedir. Bilgi teknolojilerinin de yoğun olarak kullanıldığı, uygulandığı LinkedIn’de firma hakkında araştırma yapmak sizin işinize yarayabilir. Zira pek çok firma bu sitede diğer sitelerde bulunmayan ilginç bilgileri paylaşmaktadır. Ayrıca firma her hangi bir profesyonel tartışmaya dahil olmuşsa gruplar aracılığıyla bunlara ulaşmanız mümkün olabilir.

Bu bağlamda firmanın katıldığı endüstri eğilimleri, yakın zamandaki fuar, davet, organizasyon hakkındaki bilgiler de LinkedIn Pulse’da bulunabilir. Bununla birlikte firmanın şu anki ya da daha önceki zamanlardaki çalışanlarının profillerini LinkedIn’de inceleyerek fikir sahibi olmak mümkündür. Onların akademik eğitimleri ve deneyimleri hakkında bilgi edinmek iş görüşmesinde size yol gösterici olacaktır.

Firmanın Facebook profilini mutlaka inceleyin

Facebook, dünya genelinde en yaygın kullanılan sosyal paylaşım ağlarından birisidir. Burada ilkokul arkadaşınız, iş yerindeki idareciniz ya da büyük bir firma hakkında çok ilginç bilgilere ulaşabilirsiniz. Pek çok şirketin aktif olarak kullanılan bir Facebook sayfası bulunmaktadır. Firmalar, etkinliklerini, başarılarını buradan paylaşmakta ve firma çalışanları hakkında bilgiye de Facebook’tan ulaşmak kolay olmaktadır. Bu bağlamda ister firma hakkında, ister mülakatı yapacak olan insan kaynakları uzmanları hakkında, isterse muhtemel iş arkadaşları hakkında bilgi sahibi olmak mümkün olacaktır.

Mülakat öncesi firmanın Twitter adresini ziyaret edin

Firmalar genellikle bir takım bilgileri, organizasyonları, başarılarını Twitter hesaplarından duyurmaktalar. Çok detaylı bilgi edinmek söz konusu olmasa da, bir fikir sahibi olmak adına bakmakta fayda vardır. Önemsiz gibi görünen ufak bir bilgi bile mülakatta size yardımcı olabilir. Zira iş görüşmesinde nasıl bir soru ya da yaklaşımla karşılaşacağınızı bilemezsiniz.

Firmanın rakipleri hakkında bilgi sahibi olun

İş görüşmelerinde önemli olan husus, sizin o firmaya ne kadar faydalı olabileceğinizi ifade edebilmenizdir. Bunun için de hem firma hakkında hem de firmanın yarıştığı rakipleri hakkında bilgi sahibi olmak önem taşımaktadır. Başvuru yaptığınız firmanın hangi kulvarda, kimlerle ve nasıl rekabet ettiğini bilmek mülakatta sizi daha güçlü kılacaktır.

Tanıdığınız kişilerin bu firma hakkındaki fikirlerini öğrenmeye çalışın

İş başvurusu yaptığınız firmanın ürünlerini, hizmetlerini kullanan, tanıyan, bilen kişiler varsa mutlaka onlarla görüşmeniz gerekir. Sizin sosyal ağlarda bulamadığınız bilgiler, asıl o firma ile müşteri ilişkisi kuran kişilerde bulunmaktadır. Firma hakkında öğreneceğiniz ilginç bir bilgi ve onu iş görüşmesinde en doğru yerde kullanmanız sizin o işe alınmanızı sağlayabilir.

Tüm bu kaynaklardan edinilen bilgileri en uygun şekilde ve doğru anda söylerseniz mülakatı yapanları etkileyebilirsiniz. Örneğin “…… ürününüzü kullandım, çok etkilendim. İşte bu sebeple sizinle çalışmak istiyorum” ya da “…….. hizmetinizi çok beğendim, ancak şu şekilde geliştirilirse çok daha iyi olacaktır” gibi ifadeler kesinlikle sizi birkaç adım öne geçirecektir.   

Mülakatta Başarı İçin 5 Kritik Madde

Sadece bir iş pozisyonu için kimi zaman onlarca kişi mülakata çağrılmakta. Bu adaylardan mülakatta kendisini ve yeterliliklerini en iyi ifade eden, insan kaynakları uzmanlarıyla en iyi iletişimi kurabilen kişi işe alınmakta. İşte eğitim, deneyim ve yaş olarak birbirlerine çok yakın olan bu adaylar arasından sıyrılıp işe alınmak için adaya kısıtlı bir zaman ayrılmaktadır.

Bu süre içinde en doğru ve olumlu etkiyi vermek isteyen adayların bazı püf noktaları gözden kaçırmamasında fayda vardır. Aslında olumsuz iş görüşmesi deneyimleri fazla olan adaylar da, nasıl olup da bazı kişilerin mülakatlarının sorunsuz, başarılı geçebildiğini merak etmekteler. Teorik olarak o iş için uygun olduğunu düşünen adayların aşağıdaki noktalara özen göstermeleri mülakatın başarılı geçmesine yardım edecektir.

Mülakatta Başarı İçin 5 Kritik Madde

• Size özel yeteneklerinize konsantre olun
Burada en başta altı çizilmesi gereken husus, odaklanmadır. Adaylar kendileri için en doğrusunu, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya konsantre olup, diğer dış etkenleri, rakiplerinin kimler olduğunu akıldan çıkarmalılar. Hangi okuldan, bölümden mezun olduğunuz üzerinde fazla durmak anlamsız, zaten o iş için başvuru yapan adayların çoğunluğu sizinle aynı bölümlerden mezundur. Sizi siz yapan, diğer adaylardan ayıran özellikler, nitelikler sizi diğerlerinin bir adım önüne geçirecektir. Bu bağlamda siz o iş yerine ve iş alanına ne kazandırabilirsiniz onlara konsantre olun, soruları yanıtlarken de size özel örneklerle farkınızı ortaya koymaya çalışın.

• Özel ve somut kavramlar, kısa anekdotlarla kim olduğunuzu, asıl çalıştığınızı anlatın
İş görüşmesine katılan adayların hemen hepsi bu iş için en uygun adayın kendisi olduğunu düşünmektedir. Bu bağlamda sizi özel kılan her hangi bir durum yok. Siz kendinizin ne kadar başarılı olduğunuzu anlatmayın, örneklendirin. Bol sıfatlı, vasat açıklamalar sizin diğer adaylar arasında kaybolmanıza sebep olacaktır. Bu bakımdan mülakata gitmeden önce daha önceki iş yerlerinizde yaşadığınız sıra dışı ve sizin başarınızı gösterecek örnekleri mutlaka aklınızda bulundurun. Özellikle de kriz durumlarında nasıl kontrolü ele alabildiğinizi anlatan anekdotlar etkili olacaktır.

• Anlatımlarınızda sayısal veriler ve somut örnekler kullanın
İş görüşmesinde kısıtlı bir süre içinde yeni tanıştığınız birkaç kişiye kendinizi ve yeterliliklerinizi en doğru şekilde anlatmak durumunda olacaksınız. Bu süreyi en etkili şekilde kullanmak zorundasınız. Bunun için işverenlerin dikkatini direkt olarak çekebilecek ifadelere yer vermelisiniz. Örneğin; “ben çok sabırlıyım, öğrenmeye açığım, yarışçı bir ruha sahibim” gibi ifadeler aslında anlamlı, ancak mülakatlarda herkesin kullandığı sıradan ifadelerdir. Bunun yerine niteliklerinizi direkt olarak sayısal verilere dayandırmaya çalışın.

Örneğin “çalıştığım departmandaki verim 1 yılda % 10 arttı, benden öncesinde 4 günde tamamlanan iş benimle birlikte 3 günde tamamlanmaya başladı, benim uygulamaya koyduğum sistem sayesinde firmanın giderleri % 5 azaldı, çalıştığım” gibi ifadeler çok etkileyici olacaktır. Bununla birlikte daha önceden çalıştığınız iş yerinizdeki departmanda kaç tane müşteriyle ilgilendiğinizi ya da yönetici pozisyonundaysanız kaç tane personelin sorumluluğunu üstlendiğinizi de sayısal olarak ifade edin. Ancak bu ifadelerin hepsi altı doldurulabilir, temellendirilebilir veriler olmalıdır. Bunların özgeçmişinizde zaten yazıyor olması veya işe alım uzmanları bunları nasıl başardığınızı sorduğunuzda mantıklı bir şekilde açıklayabiliyor olmalısınız.

Örneğin firmanın giderlerini nasıl olup da % 5 oranında azalttığınızı bir yönteme dayandırarak anlatabilmelisiniz. Zira bir mülakatın başarılı sonuçlanabilmesinin en temel hususlarının başında dürüst olmak gelir. Mark Twain’in de belirttiği gibi: “Her zaman doğru söyle ki, en son ne söylediğini hatırlamak zorunda kalmayasın”

• İnsancıl iletişim becerilerinizi göstermekten çekinmeyin
Doğal olmak her türlü ortamda kişiye artı puanlar getirebilir. Bu bakımdan mülakatta kendi kişisel özelliklerinizi saklamak yerine, sizi siz yapan niteliklerinizi ön plana çıkarın. Sorulara yanıt verirken, o anda oluşan durumlara tepki verirken doğal davranmaya özen gösterin. Bu sayede işe alım uzmanları sizin iletişim yeteneklerinizi, insani yönlerinizi, nasıl bir takım arkadaşı olacağınızı daha net görecektir. Zira işe alınmanız durumunda siz de o firmanın bir üyesi olacaksınız ve herkes doğal, pozitif, gerçek tepkileri olan kişilerle çalışmak ister.

• Bu işe alınmak için bekleyen rakiplerinizi mülakat esnasında unutun
Bir işe alınabilmeniz için o işi isteyen diğer adayları elemek, onlarla rekabet edip bu rekabeti kazanmanız gerekmektedir. Mülakata hazırlanırken bunu asla aklınızdan çıkarmayın ve bunun verdiği hırsla donanımınızı artırın. Ancak mülakata geldiğiniz andan itibaren rakiplerinizi unutun, artık sadece siz varsınız ve iş görüşmesi süresince işe alım uzmanları sadece size konsantre olacaklar. Bu kısıtlı süreyi stres ve kaygı içinde geçirmemek, özgüveninizi azaltmamak için, siz sadece kendinize ve o firmaya katabileceklerinize odaklanın.

Mülakat Sonrası Bekleme – Değerlendirme Dönemi

Bir süredir çalışmakta olduğunuz işinizden ayrıldınız ya da şu anki işinizden memnun olmadığınız için yeni bir iş arayış sürecine girdiniz. İşte tam da böyle bir zaman diliminde hayalini kurduğunuz bir şirkete iş başvurusunda bulundunuz ve mülakata çağrıldınız. Zaten o işi çok istediğiniz, kendinize güvendiğiniz ve olası mülakat sorularına verilecek en mantıklı, makul yanıtları da zihninize kazıdığınız için mülakat gayet olumlu geçti. İşe alım uzmanlar sizin tavrınızdan, tutumunuzdan, yanıtlarınızdan çok etkilendi ve size olumlu bir şekilde geri döneceklerini hissettirdiler.

Ertesi sabah uyandığınızda yüzünüzde kocaman bir gülümseme ve zihninizde bir telefon ya da mail bekleyişi var. Günün sonlarına doğru hala bir geri dönüş olmadıysa hemen endişelenmeye başlamayın ve yarın, yarından sonra ya da 3 gün sonra sizinle iletişime geçecekleri konusunda kendinizi kodlayın. Ancak aradan bir hafta, 10 gün gibi bir süre geçtiği halde bir telefon, bir mail alamadıysanız kendinize sormanız gereken sorular ve bu sorulara almanız gereken mantıklı yanıtlar vardır.

Mülakat Sonrasında Kendinize Sormanız Gerekenler

• Bu görüşmenin değerlendirilmesiyle ilgili bu kadar uzun süren hangi ayrıntı olabilir?
Bir iş pozisyonu için yüzlerce aday başvuru yapmaktadır. Bu adayların pek çoğunun özgeçmişinde yaklaşık olarak aynı bilgiler yazdığı düşünüldüğünde mülakat için çağrılan adaylarının sayısının fazla olduğu da unutulmamalıdır. Bu bağlamda değerlendirilmesi gereken tek mülakat sizinki değildir. Tüm adayların mülakatları sonuçlandıktan sonra nihai karar olarak işe kimin alınacağı belirleneceği için size dönüş yapmaları uzun sürmüş olabilir.
• Bu mülakat acaba benim düşündüğüm kadar olumlu geçmiş miydi?
Bir mülakatın olumlu ya da olumsuz geçtiği fikrine kapılmak aslında çok kişisel bir durumdur. Sizin olumlu olarak algıladığınız ve ümide kapıldığınız koşullar belki de saygı, olumlu iletişim kuralları çerçevesinde gerçekleşmiş doğal bir süreçtir. Bu bakımdan mülakatın olumlu olarak değerlendirdiğiniz yanlarını bir de sizin dışınızda birinin fikrini alarak gözden geçirmenizde fayda vardır.
• Yanlış bir şeyler söylemiş olabilir miyim?
Bir mülakatta yanlış bir şeyler söylemiş olma olasılığınız aslında sizin karakter yapınızla ilgili bir durumdur. Günlük yaşamınızda nerede nasıl konuşmanız gerektiğini biliyorsanız ve zaten dürüstlüğü benimsemiş biriyseniz yanlış bir şey söylemiş olma olasılığınız çok düşüktür. Bu bakımdan kaygılanmanıza gerek yoktur.
• Görüşmedeki bazı detayları yanlış anlamış olabilir miyim?
Aslında pek çok mülakatta işe alım uzmanları ile adaylar arasında böyle bir durum yaşanabilmektedir. Zira kısıtlı bir zaman diliminde kendini, yeterliliklerini en doğru, en dolu şekilde anlatmaya çalışan kişinin bazı soruları yanlış anlayıp yorumlayabilmesi de doğaldır. Ancak işe alım uzmanları bu alanda deneyimli oldukları için kimin neyi, niçin yaptığı konusunda da bilgi ve fikir sahibidirler.
• Bir mail göndermeli ya da telefon açmalı mıyım?
Mülakatın çok olumlu geçtiği ve her hangi bir negatif durum olmadığından eminseniz bu kaygı durumundan, soru işaretlerinden kurtulmak için biraz resmi bir mail atmanız faydalı olabilir. Zira belki de o iş pozisyonuna bir başkası alınmıştır ve sizin beklemenize gerek kalmamıştır. Tam tersi bir bakış açısıyla düşünüldüğünde belki de mülakat süreci hala devam ediyordur ve sonuçlandığında gülen taraf siz olacaksınız.

İşte bu sorulara vereceğiniz mantıklı ve gerçekçi yanıtlar, sizin neden hala aranmadığınızın sebebi olacaktır. Tüm bu soruları yanıtladığınız halde hala görüşmenin olumlu geçtiğini düşünüyorsanız ümidinizi kaybetmeden beklemeye devam edin. Aksi halde zaman geçmeye devam edecek, sizin zihninizde sorular yanıtlarını aramaya, iş bulma kaygısı tırmanmaya devam edecektir. İşte bu kaygıyı ekarte edebilmek için bazı önerileri göz önünde bulundurmanızda fayda vardır. Tabi ki bunun için öncelikle işe alınma kaygısının tam olarak ne olduğunu bilmek gerekir.

İşe alınma kaygısı nedir?
İşe alınma kaygısı, bir iş teklifi, mülakat çağrısı bekleyen kişinin içinde bulunduğu karmaşık kaygı, endişe durumudur. İşsizliğin ve işinden memnuniyetsizliğin toplumumuzda çok yaygın olduğu göz önünde bulundurulduğunda iş ile ilgili kaygıların toplumumuz için ne kadar önemli olduğu daha net anlaşılmaktadır. Zira pek çok kişi ya bir işten teklif bekliyor ya bir iş görüşmesine çağrılmayı ümit ediyor ya da kendisini daha çok mutlu edecek işi arıyor.

Bu sebeple de gergin ve stresli davranışlar, kaygılı ruh hali tüm yaşamı ele geçiriyor. Bu işe alınma kaygısını yaşayanlar genellikle iş görüşmeleri çok iyi geçtiğini düşündükleri halde iş teklifi alamayan kişilerdir. İşe alınmak için telefon ya da mail bekleyen kişilerin özgüvenleri gün geçtikçe azalır ve suçu kendilerinde aramaya başlarlar. Hatta bu süreç uzarsa kişi iş teklifi için arandığında bile hala bu kaygıyı taşımaya devam edebilir.

İşte böyle bir ruh hali adayı strese sürükleyeceğinden ve özgüven kaybına sebep olabileceğinden işe alınma durumu da riske girebilir. Başka bir deyişle kişi, böyle bir işi başaramayacağı kaygısına bile kapılabilir. Tüm bunlardan yola çıkarak belirtmekte fayda vardır ki, bir mülakat sonrasında siz tüm sürecin olumlu ilerlediğine inanıyorsanız, zihninize yerleşebilecek olumsuz algılardan kaçınmaya çalışın. Zira siz elinizden geleni yaptınız ve artık tek yol bekleyip sonucu görmektir.

Mülakat Sorularına Verebileceğiniz En İyi Cevaplar

Mülakatlarda süre sınırlıdır ve bu süre içinde size yöneltilen sorulara hem en mantıklı hem de en sıra dışı yanıtları vermeniz gerekir. Sizin başvuru yaptığınız pozisyon için çok sayıda kişi başvuru yapmış ve bunların bir bölümü sizin gibi mülakata çağrılmıştır. Diğer adaylara da sizinkilerle benzer sorular yöneltileceği düşünüldüğünde, sizin yanıtlarınızın sıradanlıktan uzak olmasının değeri daha iyi anlaşılacaktır.

Başvuru yaptığınız işe alınıp alınmayacağınızın anahtarı işte bu orijinal yanıtlarda gizli olacaktır. Klasik mülakat soruları için olabildiğince yaratıcı ve stratejik yanıtlar hazırlamalısınız. Eğer mülakata çağrıldığınız işin sizin yaşamınız boyunca sahip olabileceğiniz en iyi iş olduğunu düşünüyorsanız, biraz şanssız sayılırsınız. Zira böyle durumların yaratacağı stres içinde hazırlanan yanıtlar sıra dışı olmak yerine daha çok garantici olacaktır. O işe alınmanın sizin için ne kadar önemli olduğunu gözden kaçırmayın, ancak rahat ve özgüveni yüksek kişilerin mülakatlarda daha başarılı olduklarını da hesaba katın.

Bu bağlamda mülakatların olmazsa olmazı konumunda olan sorulara verilecek en akıllıca yanıtları bulmanız için birkaç ipucu yol gösterici olacaktır.

• Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Mülakatların hepsinde karşılaşılan bu soru, adayı tanımaya yönelik bir sorudur. Burada özgeçmişinizde yazan teorik verilerin yanı sıra aslında karakteristik özellikleriniz de önem arz etmektedir. Bu soruya verdiğiniz yanıtta olumlu yönlerinizi öne çıkaracak, o firmaya verebileceğiniz katkıları fark ettirecek bir yol izlemenizde fayda vardır.
• Şu anki ya da en son işinizdeki pozisyonunuzdan bahseder misiniz?
Bu soru yanıtlanması en kolay ve en ucu açık mülakat sorularından birisidir. İşteki göreviniz, pozisyonunuz ne olursa olsun en parlak, en etkileyici yönlerden bahsetmeyi unutmayın. İşinizde sizin kontrolünüzde olan ve sizin çözdüğünüz durumları anlatmanız yerinde bir tercih olacaktır.
• Neden şu an yeni bir iş arıyorsunuz?
Bir önceki işinizden çıkarılmış, kendi isteğinizle ayrılmış ya da halen çalıştığınız halde memnun olmadığınız için yeni bir iş arıyor olabilirsiniz. Bu soruya dürüstçe, ancak negatif algılanmayacak bir dille yanıt vermelisiniz. Örneğin işinizle ilgili yaratıcı fikirlerinizi değerlendirecek alan bulamadığınız için ayrıldığınızı, farklı bir alana yönelmek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Ancak esnek çalışma saatlerinden rahatsız olduğunuz, ücreti yetersiz bulduğunuz, yeterince tatil yapamadığınız gibi negatif yanıtlardan uzak durmanızda fayda vardır.
• Güçlü yönleriniz nelerdir?
Bu soru aslında sizi kendinizi ve yeterliliklerinizi en doğru anlatabilme olanağı sunan sorulardan birisidir. İşinizde ne kadar yaratıcı, çözüm odaklı, pozitif yönelimli, lider ruhlu olabileceğinizi örnekler vererek açıklayabilirsiniz. Bu soruya vereceğiniz yanıtla belki de geleceğinizin iş fırsatını yakalamış olabilirsiniz.
• En büyük zayıflığınız nedir?
Mülakatların en can alıcı, en tuzak sorularından birisi de zayıflıklarınızın anlatılması istenen bu sorudur. Çoğu aday genellikle “benim en büyük zayıflığım çok çalışmam” gibi politik yanıtlar vermekteler. Ancak alanında uzman kişiler bu yanıtın aslında tam da bir fiyasko olduğunun farkındadırlar. Bunun yerine daha gerçekçi ve pozitif yanıtlar vermeye çalışmak gerekir. Örneğin “yeni tanıştığım kişilere kendimi net anlatamayabiliyorum” ya da “topluluk önünde konuşmak beni endişelendiriyor” gibi daha gerçekçi zayıflıklardan bahsetmek gerekir.
• Neden bizimle çalışmak istiyorsunuz?
Mülakattaki tüm sorulara verilen yanıtlarda dürüst olmak önemlidir. Ancak burada kast edilen dürüstlük adayın anlamsız, saçma ya da işe alınmasını riske atacak özellikte olmamalıdır. Bu bakımdan “maaşı yüksek olduğu için sizin firmada çalışmak istiyorum” ya da “çalışma saatleri daha kısa olduğu için sizinle çalışmak istiyorum” gibi yanıtlar itici olacaktır. Ancak “gerçekleştirmek istediğim projeler ve kariyer hedeflerim için en uygun yerin burası olduğunu düşünüyorum” gibi bir yanıt mülakatı yapan kişileri tatmin edebilir.
• Neden sizi işe alalım?
Bu soruya vereceğiniz mantıklı bir yanıt, muhtemelen size firmanın kapısını açabilecektir. Başvuru yaptığınız firmaya neler katabileceğinizi düşünün, size özel profesyonel alandaki yetenek ve yeterliliklerinizden bahsedin. Örneğin o iş alanıyla ilgili yeni projeleriniz, fikirleriniz, uyumlu, disiplinli çalışma gibi özelliklerinizi anlatmanızda fayda vardır.
• Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Vizyon sahibi bir kişi için bu soru çok kolay yanıtlanabilecektir. Gelecek hedeflerinizden bahsedin ve kesinlikle gerçekçi olun. Yanıt verirken sadece kendinizin ilerlemesinden değil, işe alınırsa firmanın da sizinle birlikte gelişeceğinin altını çizin. Özellikle de yurt dışı bağlantılı eğitim, seminer programları ve yapmak istediğiniz iş bağlantılarından bahsedin.
• Bize bir sorunuz var mı?
Burada herhangi bir sorunuzun olmadığını söylemek kesinlikle negatif bir algı yaratacaktır. Bununla birlikte maaş veya izin günlerini sormak da hoş karşılanmayabilir. Ancak firmanın sunduğu eğitim ve profesyonel gelişim olanakları, projelere nasıl bakıldığı, yurt dışı bağlantılarının ne boyutta olduğu gibi sorular yöneltilebilir.

Mülakat Sırasında Başarılarınızı Nasıl Anlatmalısınız?

Eğitiminiz, kariyeriniz, deneyiminiz, kişisel yeterlilikleriniz hangi ölçüde olursa olsun, siz bunları etkili bir şekilde anlatamıyorsanız, mülakatın başarı ile sonuçlanması pek mümkün olmaz. İş görüşmelerinde ne söylediğinizden çok bunu nasıl söylediğiniz, konuşurken kullandığınız jest, mimik, beden dili önemlidir. Çok etkileyici bir eğitim ve iş geçmişine sahip olan, geçmişi başarılarla dolu olan pek çok kişi insan kaynakları uzmanlarına bu başarılarını anlatmakta zorlanmaktadırlar.

mulakatta-basarilari-guclu-yonleri-anlatmanin-yollari

Böyle durumlarda da ne o eğitimin ne de iş deneyiminin işe alınmada bir faydası olmayabilir. Nitelikleri daha alt seviyede olduğu halde iletişime açık, özgüveni yüksek ve kendini doğru anlatabilen kişiler mülakatlarda her zaman diğerlerinin bir adım önüne geçerler. Burada sizin geçmişteki başarılarınızı anlatmak, bu tecrübelerinizi gelecekte çok daha etkili kullanabileceğinizi hem sözel hem de davranışsal olarak karşınızdakilere iletebilmelisiniz.

İnsan kaynakları uzmanları için hem sizin işinizdeki profesyonelliğiniz, hem duygularınızı yitirmeden gösterdiğiniz tepkiler hem de her daim ileriye dönük motivasyonunuz gözle görülür olmalıdır. Ancak hitabet, özgüven ve kendini ifade edebilme yeteneği de kendi içinde belli bir mantığı, sistematiği olan, öğrenilebilir yetilerdir. Sadece her konuda olduğu gibi hazırlık yapıp şema oluşturmak ve hikayenizi doğru sıraya koyabilmektir.

Başarılarınızı anlatmak için öncelikle hazırlık yapmalısınız
İş görüşmelerinde adayların eğitim ve iş başarılarından bahsetmeleri istenir. Ancak bunların hangileri daha önemli, hangi sırayla anlatılmalı, hangisine ne kadar süre ayrılmalı gibi sorunsallar adayların kafalarında soru işaretlerine sebep olmaktadır. Bir iş görüşmesinde öncelikle iş yaşamındaki başarılardan bahsetmek esastır. Elbette en son işinizden başlayarak başarılarınızı sıralayabilirsiniz. Ancak henüz yeni mezunsanız ve bir iş deneyiminiz yoksa başarı öyküsü sizin için daha farklı bir yol izlemelidir.

Örneğin eğitiminiz esnasında staj deneyiminiz olduysa öncelikle bunu anlatmanızda fayda vardır. Zira staj yaptığınız firmada işi öğrendiğinizin altını çizebilirsiniz. Bununla birlikte eğitiminiz sırasında gönüllü olarak katıldığınız kulüpler, toplum hizmeti çalışmaları, varsa yurtdışı ile bağlantılı eğitim programlarından bahsetmeniz uygun olacaktır. Başarı öykünüzün yeterince etkili olup olmaması daha çok anlattıklarınızın, görüşme yaptığınız işle olan bağlantısına bağlıdır. Geçmiş öykünüzle şu an alınmayı beklediğiniz iş ne kadar uyumlu ise mülakatın başarısı o kadar yüksek olacaktır.

İşte tüm bunların işe yarayabilmesi, etkili olabilmesi için başarı olarak gördüklerinizin doğru yerde ve doğru sırada anlatılmasına bağlıdır. Örneğin liderlik özellikleriyle ilgili bir durumda anlatacağınız öykü farklı, motivasyon artırma ile ilgili bir konuda anlatacağınız başarı öyküsü farklı olmalıdır.

Başarı öykünüzü bölümlere ayırın
Başarı öykünüzü en anlaşılır ve etkili anlatabilmek için öncelikle olay ve durumları sıraya koymanız gerekmektedir. Bu öyküde en önemli olan hususlar nelerse onlardan başlamak doğru olacaktır. Klasik bir kompozisyon yazar gibi giriş gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir başarı öyküsü oluşturun ve bunu yazıya dökün. Ancak bu öyküde öncelikle kim, nerede, ne zaman, nasıl gibi soruların yanıtlarını verin. Durumu bu şekilde kısaca anlattıktan sonra, bu olayın neden önemli olduğunu, siz aktif olarak bunun içinde yer almasaydınız nasıl sonuçlanabileceğini anlatın.

En son olarak da sizin etkinizle olayın nasıl başarıyla sonuçlandığından, sorunun çözüldüğünden bahsedin. Bu son aşamada kendi etkinizin altını çizmeye özen gösterin bu sayede hem liderlik hem de çözüm odaklı çalışma becerilerinizi anlatabilmiş olursunuz. Tabi ki burada bahsi geçen durum kesinlikle birkaç belki de 5 dakikaya sığabilecek uzunlukta olmalıdır. Hayat hikayenizi değil, sadece sizin sayenizde olumlu sonuçlanan bir olayı anlatacaksınız.

Başarı hikayeleriniz çeşitli olmalı
Mülakata gidecek olan kişinin zihni değişik alanlarda, değişik özellikleri yansıtacak başarı öyküleriyle dolu olmalıdır. Bir öykülerin hepsi sizin farklı olumlu özelliklerinizi ön plana çıkaracak nitelikleri taşımalıdır. Örneğin lider vasfınızı kullanarak çözdüğünüz bir sorundan bahseden başarı hikayesi, kriz anında çözüm odaklı davranarak elde ettiğiniz bir başarı, iş yerindeki pozisyonunuzu önemsemeden katıldığınız bir takım çalışması, inisiyatifi ele alarak başardığınız bir iş gibi pek çok alanda farklı başarı öyküleriniz olmalıdır.

Mülakat esnasında işe alım uzmanlarının talepleri ya da soruları doğrultusunda en uygun olan hikayeyi seçip anlatmalısınız. İşte bunun için mutlaka daha önceden başarı hikayelerinizi belirlemiş, bunu yazıya dökmüş ve zihninizde sıralamış olmanız gerekmektedir.

Mülakatta Kendinizi İyi Bir Şekilde Tanıtmanın Yolları

Mülakatta yöneltilen onlarca sorudan hiç birisi adayın kendisini tanıtmasına yönelik olanlardan daha önemli değildir. Aday hakkında teorik bilgiler zaten özgeçmişte yazılı olarak bulunmaktadır. Ancak adayın kendisini kendi ağzından dinlerken psikolojik, karakteristik, zihinsel pek çok detay gözler önüne serilmektedir. Aday kendisini anlatırken, insan kaynakları uzmanı adayın özgeçmişine yazdığı bilgilerin doğru olup olmadığı, o iş pozisyonu için uygun kişi olup olmadığını, adayın kültürel birikimini ve özgüven seviyesini kolayca görebilir.

mulakatta-kendini-iyi-tanitma

Adaya kendi yeterliliklerini, iş deneyimlerini, kariyer hedeflerini anlatırken, adaya yöneltilen yönlendirici sorularla bu görüşme bir monologdan çıkar ve gerçek bir diyaloga dönüşür. Bu diyalog sayesinde aday, hayalindeki kişinin yaşamını değil, birebir kendi yaşamını anlatır. İşte bu gerçeklik de aslında adayın işe alınıp alınmamasında esas rolü oynar. Bu sebeple hem adayın hem de iş görüşmesini yapan kişinin mülakatın kendini tanıtma, kendinden bahsetme aşamasına diğerler aşamalardan daha iyi hazırlanmaları gerekir.

“Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?” sorusuna nasıl hazırlanılır?
Her mülakatın olmazsa olmaz sorusu “Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?” şeklindedir. İşte bu soru genellikle mülakatın başında yöneltildiği için aslında bu görüşmenin seyrini ve belki de sonucunu etkileyici niteliğe sahiptir. Bu bakımdan işe alım uzmanı adayın hangi söz ve ifadelerinin ne anlama geldiğini çözebilecek, değerlendirebilecek donanımda olmalı ve doğru sorularla adayı yönlendirebilmelidir. Aday ise kendi geçmiş iş yaşamında nelerin önemli, nelerin etkileyici olduğu ve bunların hangi sırayla anlatılması gerektiği ile ilgili hazırlık yapmalıdır. Genellikle adaylar olası mülakat sorularını araştırır ve onlara verilebilecek en mantıklı cevapları zihnine kaydeder. Ancak kendisini tanıtma konusunda bir hazırlığa ihtiyaç duymaz ve dolayısıyla mülakatta gelişigüzel bir biçimde kendisinden bahseder.

Oysaki adayın vereceği kişisel bilgiler, mülakatı gerçekleştiren kişileri olumlu ya da olumsuz etkileyici özellikte olacaktır. Bu kişisel ifadelerden genel yargılara ulaşabilecek, adayın profesyonel iş yaşantısına bakışıyla ilgili çıkarımlarda bulunabilecek insan kaynakları uzmanları için adayın kendisinden bahsettiği süreç çok önemlidir. Adaylar kendilerinden bahsederken açık, net, kesinlikle dürüst bir yol izlemeli, profesyonel iş üslubunun dışına çıkmadan samimi bir dil kullanmalılar. Adayın konuşurken göz işe alım uzmanlarıyla göz teması kurması, kızgın, öfkeli, asabi değil, hafif gülümser gibi sıcak bir mimikle konuşmaya özen göstermesi olumlu bir etki verecektir.

Mülakatta kendinizden bahsederken duygusal değil mantıklı olun
Mülakatta kendinizden bahsetmeniz istendiğinde genel yaşam eğilimlerinizden, yaklaşım biçimlerinizde, iş deneyimlerinizden ve size kattığı değerlerden söz açarken mantıklı ve makul bir dil ve sıra kullanın. Siz ciddiyetle bir önceki işinizdeki başarılarınızdan bahsederken işe alım uzmanı size internette kolayca bulabileceğiniz, size saçma gelen, mantıksız bir soru yöneltebilir. Böyle bir durumda kesinlikle ciddiyetinizi kaybetmeden, sorunun ne kadar saçma olduğuna aldırmadan sizce en mantıklı olan cevabı vermelisiniz. Ayrıca bu sorunun sizin motivasyonunuzu, ciddiyetinizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin.

Bunun tam tersi durumlarda da mantık çerçevesinden ayrılmamaya özen göstermeniz gerekir. Şöyle ki bir mülakatın sonucu için yaşamsal değer taşıyan sorular da siz kendinizden bahsederken yöneltilebilir. Örneğin “iş ortamımızı beğendiniz mi, neden?”, gelecekteki yöneticinizin nasıl biri olmasını istersiniz?”, “sizce bu işte yükselme şansınız var mı, neden, nasıl?” gibi sorular siz kendinizden bahsettiğiniz süreçte yöneltilirse konsantrasyonunuz bozulabilir.

Bu bakımdan kendinizi tanıtırken anlatmayı planladığınız hususlara bu tür soruların yanıtlarını da eklemeye, iliştirmeye çalışın. Unutmamalısınız ki mülakatı yöneten kişi ya da kişiler her ne kadar insan kaynakları uzmanları gibi görülse de aslında anlatacaklarınız ve sorulara vereceğiniz yanıtlarla aslında süreci siz yönlendirebilirsiniz. Bu esnada özgüveninizin yüksek olması, duruşunuzun dik olması, bu işi yapabileceğinize ve en çok sizin hak ettiğinize inanıyor olmanız size yetecektir.