Tag Archives: insan kaynakları

Her müdürün en az bir kez yaptığı 7 hata

Kariyerinizde başarılı işlere imza attınız ve artık siz de bir yöneticisiniz! Yöneticiliğe yükselmek gerçekten havalı olsa da son derece zor bir sorumluluk. Her yeni müdürün en az bir kez yaptığı 7 hatayı derledik.

Şimdi değişim yaratma gücü sizin ellerinizde… Ekip arkadaşlarınıza rehberlik ederek daha iyi işler başarmaları için onlara destek olabilirsiniz. Ama öncesinde bunu tam olarak “nasıl” yapacağınızı kafanızda netleştirmeniz gerekiyor. Bu anlamda birlikte ulaşmak istediğiniz sonuçtan çok, çalışma yöntemleriniz önem taşıyor.

Makalenin devamı için hemen buraya tıklayın.

Ofiste sanat motivasyonu artırıyor

iddialı motivasyon uygulamalarının yapamadığını yapan sanat, İnsan Kaynaklarının odağında yerini alıyor. Sanatın gücünü etkili bir motivasyon yöntemi olarak kullanan işverenler çalışan bağlılığında başarılı oluyor.

Bir işletmede motivasyon yoksa o iş yerinde ne kadar uzman ekip ve bilgi birikimi olursa olsun, sürdürülebilir bir başarı göstergesi yakalanamıyor. Son dönemde tüm büyük ölçekli kuruluşların yönetim süreçleri ve hedeflerinde önemle yer alan sürdürülebilirlik kavramının en büyük tetikleyicisi ise motivasyon. Bir iletişim aracı olarak kullanılan sanat da insanda var olan yetenekleri gün ışığına çıkarıp harekete geçirmesiyle motivasyonu sağlayan en önemli enstrümanlardan biri olarak görülüyor.

Makalenin devamı için hemen buraya tıklayın.

2015′in en trend İK konusu “liderlik” oldu

106 ülkede 3 bin 300’den fazla iş ve İK liderinin katılımıyla yapılan Deloitte’un 2015 İnsan Kaynakları Trendleri Araştırması, Y kuşağının iş gücüne katılması, dijitalleşme ve teknolojinin artan bir şekilde hayatımıza girmesiyle değişen dünyada, İnsan Kaynakları yönetimi ve uygulamaları konusunda firmaları etkileyen trendleri ve bu trendler karşısında firmaların hazırlık seviyelerini ortaya koyuyor. 

Deloitte’un 2015 İnsan Kaynakları Trendleri Araştırması, bugüne kadar ikincil öneme sahip olduğu düşünülen çalışan bağlılığı, liderlik, eğitim ve gelişim gibi unsurların çalışanlar nezdinde artık çok büyük bir önem taşıdığını ve bu üç konunun en önemli 10 trend arasında ilk üçü paylaştığını ortaya koyuyor. Önemli İK trendleri geçen yıla göre çok farklılık göstermese de, firmalar bu trendlerin ve öneminin farkında ancak kendilerini hala hazır hissetmiyor.

Makalenin devamı için hemen buraya tıklayın.

“Çalışma Arkadaşlarınız Sizi Nasıl Tanımlar?” Mülakat Sorusuna Karşı 3 Strateji

Çoğu insan kendi başarılarını ve özelliklerini, mülakat soruları karşısında doğru bir şekilde ifade edemiyor. Başarıları ve özellikleri diğer adaylardan üstün olan kişiler bile sıra iş görüşmesine gelince başarısız olabiliyor.

“Daha önceki çalışma arkadaşlarınız sizi nasıl tanımlar” mülakat sorusunda ise, kendi kelimeleriniz yerine başkalarının sizin hakkınızda ne söylediklerini ifade etmenizi bekliyorlar. Bu mülakat sorusu ile amaç, başkalarının sizin hakkınızda söylediklerini duymak ve daha objektif bir bakış açısı yakalamaktır.

calisma-arkadaslariniz-sizin-hakkinizda-neler-soyler

Çalışma Arkadaşlarınız Sizi Nasıl Tanımlar? – Mülakat Soruları

  1. Sizin Hakkınızda Yapılmış Bir Performans Değerlendirmesinden Alıntı Yapın

Bu soruya yanıt vermenin en kolay yolu, sizin hakkınızda eski işvereninizin ya da yöneticinizin yapmış olduğu bir değerlendirmeden alıntı yaparak kendinizi tanımlamanızdır. Referans vermek kendinizi “güvenilir” olarak tanıtmanın etkili bir yoludur. Referansınıza ek olarak, yine bu değerlendirmeden yola çıkarak daha büyük bir resmi gözler önüne serebilirsiniz. Bu resim kuşkusuz yaptığınız alıntıdaki boşlukları dolduracak cinsten olmalı.

Örnek: “Aslında, aldığım son performans değerlendirmesi Nisan ayındaydı ve işveren beni insiyatif alabilen, zor problemlerle karşılaştığında korkmayan ve geri çekilmeyen biri olarak tanımlamıştı. Benim önceki işimdeki sorumluluğum sahada yer almak ve bir şeyler ters gittiğinde bunlara müdahale etmekti. Bir takımın parçasıydım ve rolüm gereği yaptıklarımın sorumluluğu bana aitti. Beni değerlendirme raporunda da aynen böyle ifade etmişlerdi.”

  1. Bir Hikaye ile Başlayın ve İşe Yarar Bilgileri Paylaşın

Soruya yanıt vermenin başka bir yolu ise bir hikaye ile başlamak ve hikayeyi eski patronunuzun veya iş arkadaşlarınızın sizi nasıl tanımladığı ile bitirmektir. Soru çok ucu açık olduğundan, kendiniz hakkında değinmek istediklerinize bu cevabınızda açıkça olmasa da değinebilirsiniz. Hikayeniz içerisine işverenin duymasını istediğiniz şeyleri, örneğin bazı niteliklerinizi ve edindiğiniz tecrübelerinizi yerleştirebilirsiniz.

Örnek: “Fark ettiğim bir şeyden bahsetmek istiyorum. İnsanlar, yani iş arkadaşlarım genellikle bana yaptıkları bir işin veya programın nasıl olduğunu sorarlar. İş konusunda birçok deneyimim oldu ancak bana gelmelerinin nedeninin bu olduğunu düşünmüyorum. Örneğin bir etkinlik yapılacaksa benden fikir alıyorlar çünkü benim etkinliğin ayrıntıları hakkında sorular soracağımı biliyorlar. Eğer iş arkadaşlarıma benim nasıl biri olduğumu sorsanız, onların benim hakkımda söyleyecekleri kuşkusuz mantıklı, organize ve titiz olur.”

  1. Üç Olumlu Özelliğinizi Her Biri için Birer Örnek Vererek Açıklayın

Eğer hazırlıklı değilseniz, hikayeler anlatmak size zor gelebilir. Buna alternatif olarak yapabileceğiniz diğer şey ise üç olumlu özelliğinize birer örnek vererek soruyu yanıtlamak. Bu üç özellik sizin işiniz ve iş ortamınız ile ilgili olmalı ve sonrasında her bir özelliğinizi anlatan bir örnek vererek soruyu yanıtlamalısınız.

Örnek: “Bunlar hakkında konuşmak istemiyorum ancak iş arkadaşlarım beni genellikle düşünceli ve çok çalışkan olarak ifade ederler. Bunun nedeni ise herhangi birinin doğum gününü gibi özel günlerini hiç unutmamam ve hava kararana kadar ofisten çıkmamam olabilir. Patronum ise müşteri ilişkileri konusunda bilgili olduğumu sıklıkla söyler. Bunun nedeni ise müşteri ilişkileri konusunda üzerime aldığım sorumlulukların fazlalığı olsa gerek.”

Artık, bu mülakat sorusu ile karşılaştığınızda yapacağınız şey, gülümsemek olmalı. Hazırlıklı olduğunuz için artık bu sorunun sorulmasını büyük bir şans olarak düşünebilirsiniz. Kendiniz hakkında eski patronlarınızın ve iş arkadaşlarınızın söylediklerine ek olarak bir çok şeyi ifade etme şansına sahip oldunuz. Böylece hem işverenler sizin hakkınızda birçok şey öğrenmiş olacaklar hem de siz içinizde “Keşke şunu da söyleseydim.” düşünceleri ile mülakattan ayrılmamış olacaksınız.

İş Görüşmelerinde Kendinizi Anlatırken Kullanmamanız Gereken 5 Kelime!

Her işverenin ya da İnsan Kaynakları’nın iş görüşmesi sırasında sormayı sevdikleri bazı mülakat soruları vardır. Ancak bu favori mülakat soruları ne kadar özelleşmiş olursa olsun, genel olarak ortak konulara sahiptirler.  Örneğin, “Çalışma arkadaşlarınız sizi nasıl tanımlarlar?”  gibi bir soru ile “Kendinizi üç kelime ile tanımlayabilir misiniz?” gibi bir soru aynı tarzda mülakat sorularıdır. Bu sorulara verilecek cevaplar çok benzer olacaktır.

Bu yazımızda yukarıda örnek verdiğimiz mülakat soruları için verebileceğiniz cevaplardan bahsedeceğiz.

İşte kendinizi tanımlarken kullanmamanız gereken 5 kelime!

mulakatlarda-kullanilmamasi-gereken-kelimeler

İş Görüşmelerinde Kendinizi Anlatırken Kullanmamanız Gereken 5 Kelime!

  • Zeki

Zeki olduğunuzu biliyorsunuz ve işverenlerde zeki bir çalışan arıyorlar. Ancak lütfen bunu doğrudan kendinizi tanımlamak için kullanmayın. Bu kelime, daha çok başkalarının sizin hakkınızda söylediğinde hoşa giden bir kelime olur. Siz kendinizi tanımlamak için kullanmayın. Hatta birinin sizin hakkınızda böyle söylediğini duyduğunuzda mütevazi olmanız bile gerekir.

                Ne demelisiniz?

“Zeki” kelimesi yerine “mantıklı”, “çabuk öğrenebilen”, “hesaplı” gibi kelimeler seçebilirsiniz. Doğrudan bir yargı içermeyen daha yumuşak kelimeler kullanmanızda fayda var.

  • Sempatik

“Zeki” kelimesini kullanmama nedeni ile aynı nedenden dolayı “sempatik” kelimesini de kullanmayın. İş görüşmelerinde kaçınmanız gereken kelimelerden biri de budur. Sempatik olduğunuzu belirttiğinizde arkasında neden böyle düşündüğünüzü de açıklayan örnekler vermeniz beklenir. “Herkes yaptığım espirilere, şakalara güler. Arkadaşlarım benim olmadığım ortamlarda gözlerinin beni aradığını söylerler.” Bunlar mülakat sırasında konuşulmayacak kadar basit ve üstelik rahatsız edici açıklamalardır.

                Ne demelisiniz?

İnsan ilişkilerinde iyi olduğunuzu “sempatik” kelimesi ile değil, “grup çalışmasına yatkın”, “takım oyuncusu”, “dışadönük” gibi kelimeler ile ifade etmelisiniz. Ayrıca örneklerle desteklemelisiniz. Örneğin grup çalışmasına yatkın olduğunuzu ifade eden bir deneyiminizi anlatabilirsiniz.

  • Başarılı

Bir şeyi yaparken başarılı olabilirsiniz, ama kendinizi “başarılı” olarak ifade etmeniz doğru olacak mıdır? Mülakat sırasında “başarılı” olduğunuzu söylemeniz ile zengin olduğunuzu veya dış görünüşünüzün hoş olduğunu söylemeniz arasında bir fark yoktur.

                Ne demelisiniz?

“Başarı” kelimesinin kapsamını daraltın. Daha doğrusu, bir noktaya odaklanın. Yani daha belirgin bir konu üzerinden örneklerle giderek başarılı biri olduğunuzu yansıtabilirsiniz. Yetenekleriniz ve deneyimleriniz üzerinden giderek başarılarınızı sıralayabilirsiniz. Daha önce yer aldığınız ve başarıya ulaşmış projelerinizden bahsedebilirsiniz.

  • Saplantılı

İşinizi ne kadar çok severseniz sevin, bunu bir saplantı olarak ifade etmeyin. İşi istediğinizi, ne kadar hevesli, heyecanlı olduğunuzu gösterin elbette ancak fazla bağlandığınız, saplantı haline getirdiğiniz gibi bir sonuç ortaya çıkmamalı.

                Ne demelisiniz?

“Detaylara önem veren”, “çalışkan” ve “kendini adamış” gibi kelimeleri kullanabilirsiniz. Bu kelimelerin “saplantı” kelimesinden çok daha iyi bir sonuç verecektir.

  • Mütevazı (Alçakgönüllü)

Ne kadar mütevazı olduğunuz ile ilgili övünmeniz tuhaftır. Mülakatta “mütevazı” biri olarak kendinizi tanımlamayın. Bu çelişkiye düşmeyin. Özellikle mütevazılığınızı açıklamaya asla kalkmayın İşverenin size duyduğu güven azalacaktır.

                Ne demelisiniz?

İş görüşmesinde bu özelliğinize illa değinmek istiyorsanız, bunu sözlü ifade ederek değil, göstererek yapmalısınız. İş görüşmesinde kendiniz ile övünmek tuzağına düşebileceğiniz herhangi bir mülakat sorusu ile karşılaştığınızda, dikkatli olun ve kelimelerinizi doğru seçin.

Elbette bazı iş görüşmelerinizde tam da bu kelimeleri kullanarak kendinizi tanımladınız ve işi aldınız. Bu gibi istisnai durumlar olabilir. Çünkü mülakat sürecinde karar üzerinde etkisi olan birçok başka faktör vardır. Ancak siz yine de “Kendinizi nasıl tanımlarsınız?” gibi bir soruya cevap verirken, yukarıdaki önerilerimizden yola çıkarak dikkatli yanıt vermeye çalışın.

Mülakat Sonucunu Almak İçin Kaç Gün Beklemeliyim?

Mülakat sonucunda ne olduğunu duymak için net bir süre ne yazık ki yok. Onlar ne zaman hazır olurlarsa… Bu süreç bazen bekleyen tarafın pes edip başka iş başvuruları yapması ile devam edebilir.

Cevabımız rahatsız edici… Ancak bu yazımızda şirketlerin neden mülakat sonrasında size geri dönmediklerini veya geri dönüş süresi içinde neler yaşandığını anlatmaya çalışacağız.

mulakat-sonucu-kac-gunde-ogrenilir

Mülakat Sonrası Geri Dönüş Kaç Günde Olur?

İlk olarak, işverenler onlarca (belki daha fazla) adayı değerlendirmektedir. Tüm o adaylar sizin gibi bir cevap bekliyorlar, en azından olumlu / olumsuz bir cevap. Ve sizi diğerlerinden ayırmaları için zamana ihtiyaçları var.

Perdenin Arkasında Gerçekte Neler Olup Bitiyor

İş görüşmesi sonrasında “Neden beni aramıyorlar?” diye yakınabilirsiniz. Ancak başvurduğunuz şirket büyük bir şirket ise adaylarını birçok farklı açıdan değerlendirebilirler. Yani iş görüşmesi yaptığınız şirketler, farklı şeylerle uğraşıyor olabilirler.

Biliyoruz ki onların ne düşündüklerini bilmek istiyorsunuz. Ve emin olun ki işverenler de birini hemen işe almak istiyor. Ama süreç uzun ve bu süreçte aşağıdakiler yaşanıyor:

  • İşveren / insan kaynakları hala iş görüşmesi yapmakla meşguller. Üstelik tüm bu görüşmeler ilk adımda gerçekleştirilen iş görüşmeleri…
  • Sürekli adaylara mülakat tarihi ayarlamakla meşguller. Bazı adaylar ile ilgili ciddi düşünüyorlar ve ikinci tur için görüşme tarihi ayarlama sürecindeler ve bazı görüşmelerde erteleniyor.
  • İnsan Kaynakları hatalı bilgilerden dolayı adaylara geri dönüş yapmıyor olabilir. İletişim bilgileriniz (e-mail gibi) yanlış olabilir.
  • Önemli bir projenin teslim tarihi yaklaştığından diğer işleri arka plana atmış, ertelemiş olabilirler.
  • Bazı şirketler bu işlerde iyi olmayabilir. Hatta profesyonel bir işe alım departmanları olsa dahi işe alım sürecini uzatıyor olabilirler.
  • İnsan Kaynakları departmanında çok katmanlı bir yapı bulunuyor olabilir. Yani sizin görüşmeniz farklı aşamalardan geçiyor olabilir.
  • Bazen başvurduğunuz iş / pozisyona olan ihtiyaç ortadan kalkmış olabilir. Bu yüzden işe alımı bir süreliğine ertelemiş veya iptal etmiş olabilirler. Nedeni ise bütçe, yönetimdeki değişiklik veya organizasyonun tekrar düzenlenmesi olabilir.
  • E-mailiniz spam kutusuna düşmüş olabilir. Şirketlerin adaylardan sürekli e-mail aldığını kabul edersek, sizin işverene attığınız e-mailin spam kutusuna düşmüş olması olasıdır.

Size Bu Süreçte Ne Yardımcı Olmaz?

  • Onları “sonucu açıklamayı ertelemekten ötürü” ayıplamak. Düş kırıklığınızdan dolayı haklı bir nedeniniz olsa dahi kötü durumunuzu başka şekilde onarmalısınız. Gecikmenin nedenlerini bilmeden, arka planda nelerin yaşandığından hiçbir zaman emin olamazsınız. Kendinizi acınası göstermeniz ve öyle hissetmeniz sizin zararınıza olur.
  • Gerçekten çalışmak istediğiniz yerden haber beklemek ve başka işler aramaya devam etmemek. Ne kadar mükemmel olursa olsun, o işe alınmayabilirsiniz. Ancak mutlaka başka bir iş bulmak zorundasınız. Bu farklı iş elbette yine sizin niteliklerinize yakın bir iş olmalı.
  • Geciken cevap üzerine çeşitli konuşmalarda yaptığınız iş görüşmesi sisteminin ne kadar kötü olduğundan bahsetmeniz, her konusu açıldığında o şirketi kötülemeniz potansiyel işvereninize karşı olan düşüncelerinizi ve hislerinizi zamanla değiştirecektir. Artık o şirketten olumlu yanıt alsanız dahi hisleriniz artık olumsuzlaşmıştır.
  • İşverenin sizin kurallarınızı takip etmesi için çabalamak anlamsızdır. Talep eden siz olmalısınız. Mülakat sonrası işverenden ses çıkmasını beklemeyin. Bazı şirketler sizden geri dönüş yapılana kadar bir cevap vermeyebilirler.
  • Bizi yukarıda yazdıklarımızdan dolayı ayıplamanın size bir yardımı olmayacaktır. Amacımız sizi süreç ile ilgili bilgilendirmek. Elbette tercih sizin ve önerdiğimiz yolu izleyip izlemeyeceğiniz veya ne kadar izleyeceğiniz size kalmıştır.

Size Bu Süreçte Ne Yardımcı Olur?

  • Sabırlı olmak ve en iyisini yaptığınızı düşünmek size iyi gelir. İş arama sürecinde kontrolünüz dışında gelişen işlerle kafanızı yormayın.
  • İşverene veya insan kaynaklarına kibar bir dille başvurunuzun ne aşamada olduğunu öğrenmek istediğinizi belirten bir e-mail atabilir veya onları arayabilirsiniz. Bu işe olan ilginizi de gösterir. Eğer olumsuz bir cevap alırsanız canınızı sıkmayın hatta size uygun başka pozisyonların olup olmadığını nazikçe sorun.
  • Sabır, hiçbir şey yapmadan o şirketten haber gelmesini beklemek demek değildir. 10-14 gün bekledikten sonra mülakat sonrası teşekkür mektubunuzu yollamalısınız. Teşekkür mektubunuzda, iş görüşmesinde şirketin olumlu tavrı için teşekkür ettikten sonra, iş görüşmenizin ne aşamada olduğunu kibarca sorabilirsiniz. Ancak sakın abartmayın. İş görüşmesi sonrası işveren ile kurduğunuz ilk iletişimde kötü bir izlenim vermeyin.
  • İş görüşmesinde değindiğiniz ancak açıklama gereği hissettiğiniz veya onların işine yarayacak dikkatlerini çekecek yeni bir başarınız olduysa, tüm bunları içeren hem de başvurunuzu hatırlatıcı kibar bir mesaj / e-mail atmanızda fayda var. Ancak işverenler yine belli bir süre size geri dönüş yapmayabilirler. Eğer ilk görüşmenizin işveren üzerindeki etkisi olumlu ise bir sorun yok. Ancak olumsuz ise işverenin geri dönüş yapmaması olasıdır.
  • Bekleme sürecinizde boş durmayıp, iş başvuru yaptığınız şirket ile bağlantısı olan kişi veya gruplarla iletişime geçmeye çalışmalısınız.
  • Büyük bir kararlılıkla iş aramaya devam etmelisiniz. Bu en mantıklı, akıllıca iş olacaktır. Bekleme süreci, beklentilerinizi arttırdığı takdirde ve olumsuz bir yanıt aldığınızda tüm motivasyonunuzun yerle bir olması olasıdır. Bu yüzden beklentinizi belli seviyede tutun ve size uygun başka işler aramaya devam edin. Hatta size en uygun işi bulana kadar iş aramayı asla durdurmayın.
  • Boş zamanlarınızı da değerlendirin. Gönüllü işler yapabilir, yoga, koşu, yürüyüş gibi sizi rahatlatırken odaklanma gücünüzü yükseltecek sporlar yapabilirsiniz. Mülakat sonrası hayatınız devam ediyor.

Umarız, mülakat sonucunu bekleme süreniz kısa olur ve en kısa sürede istediğiniz işe kavuşursunuz.  

İK Uzmanlarının Mülakatlarda Gerçekten Sevdiği 5 Şey

Bu yazımızın konusu, mülakat sırasında yapabileceğiniz ve işveren / insan kaynakları uzmanlarının görmekten hoşlandıkları hareketler.

Unutmayın iş ilanı, iş başvurusu, iş görüşmesi ve iş teklifi süreci birçok değişken içermektedir. Ayrıca süreç ve sonuç birçok açıdan gizemlidir.

Mülakatlarda İşverenlerin Sevdikleri 5 Nokta

  1. Kendinizi İyi İfade Edin

İş başvurusu yaptığınız işi ve şirketi ciddiye aldığınızı göstermelisiniz. İşverenler sizden en çok bunu beklerler. Kendinizi iyi ifade edin, profesyonel davranın, iletişim kurduğunuz herkeste iyi izlenim bırakın. Özgeçmişinizin bir kopyası mülakat sırasında yanınızda olsun. Kendinize güvenerek tokalaşın. Konuşurken karşınızdaki ile mutlaka göz teması kurun.

Evet yukarıda paylaştığımız bilgiler bu işin temelini oluşturuyor. Ancak yukarıda bahsettiğimiz şeylerin önemine birkez daha dikkat çekmekte fayda var.

  1. Kısa Konuşma Yapın

Bir iş görüşmesinde “Bize kendinizden biraz bahseder misiniz?” veya “Neden işinizi değiştirmek istiyorsunuz?” gibi mülakat soruları ile karşılaşmanız olasıdır. Elbette bu sorulara yanıt vermek için hazırlandınız ancak cevaplarınızı kısa tutmanızda fayda var. İşverenin söylediklerinizden sadece şunları anlaması yeterli: işi gerçekten istiyor musunuz ve işi yapıyor olmaktan zevk alacak mısınız? İşverenlerin daha fazlasını bilmesine izin vermeyin. Bu sorulara karşılık olarak yapacağınız kısa bir konuşma yeterlidir.

  1. Neler Sunabilirsiniz?

Genellikle adaylara iş görüşmelerinde iş başvurusu yaptıkları pozisyonda nelere ilgi duydukları sorulduğunda genellikle şu cevap ortaya çıkar: “Bu iş bana yeni şeyler öğrenme fırsatı sunuyor.” veya “Yeni şeyler öğrenebilme avantajı ilgimi çekiyor.”. Veya daha kötüsü, “Yarı zamanlı bir işte çalışıyordum ve tam zamanlı bir işe geçmek istedim.”. Tüm bu cevaplarınız maalesef işverenin öğrenmek istediğine yanıt olmuyor. İşveren hala sizin şirkete ne gibi bir katkıda bulunacağınız konusunda şüpheli.

Cevabınız şirkete nasıl değer katacağınızı göstermeli. Sizden ve iş pozisyonundan farklı olarak şirkete yapacağınız katkıyı anlatmalısınız.

  1. “Sektörün Özellikleri” Ödevinizi Yapın

Başvurduğunuz iş ve içinde olduğu sektör hakkında araştırma yapmak mülakat öncesinde yapılması gerekenler listenizde kuşkusuz önemli bir yer tutmaktadır. Şirketin tarihi, misyonu, ürünleri ve mutlaka içinde olduğu sektör hakkında araştırmalarınızı yapın. Şirket hangi sektörde yer alıyor? Sektörün özellikleri neler? Şirketin en büyük rakibi kim? Başvurduğunuz şirketten farklı olarak rakipleri neler yapıyor? Şirketin politikalarını neler etkiliyor?

  1. Teşekkür Maili Gönderin

Teşekkür maili göndermenin önemi üzerinde ne kadar dursak da, hala çoğu aday bunu yapmamaktadır. Bu küçücük not siz ve hayallerinizdeki işin arasında duran küçücük bir ayrıntıdır. Mülakat sonrasında göndereceğiniz basit bir teşekkür maili, hayatınızı değiştirebilir.

İnsan Kaynakları Uzmanlarının Her Mülakatta Dikkat Ettikleri 3 Ayrıntı

Özgeçmişiniz muhteşem. Önyazınız da harika. İş görüşmesi için sizi davet ettiler. Mülakata gitmeden yapmanız gerekenlere bir göz attınız. “Asansör Konuşması” taktiğine karşı gerekli önlemleri aldınız ve alıştırmalarınızı da yaptınız. Ve artık mülakat için hazır olduğunuzu düşünüyorsunuz.

İş görüşmesine gitmeden önce yapılması gerekenler listenizdeki bu büyük işleri bitirdiniz. Ancak acele etmeyin. İşverenler ve insan kaynakları uzmanları mülakat sırasında her şeyinize dikkat ederler. Bir kelimeden tutun da, ayakkabılarınıza kadar.

Açıkçası mülakat yapan kişinin tam olarak neye dikkat edeceğini kesin olarak kestiremezsiniz. Ancak “küçük” birer ayrıntı gibi gözüken, ama aslında işverenlerin gözünde sizin niteliklerinizden bile daha büyük öneme sahip bazı noktalar vardır ve bu yazımızda bunlardan bahsedeceğiz.

İşte her mülakat sırasında İK Uzmanlarının dikkat ettiği 3 önemli nokta!

insan-kaynaklari-uzmanlari-mulakatta-neye-dikkat-eder

İK Uzmanları Mülakatta Nelere Dikkat Ederler?

  • Görünüş (Saçınızdan tırnağınıza kadar)

Elbette iş görüşmesine giderken görünüşünüze dikkat ediyorsunuz. Ancak burada, biraz daha fazlasından bahsediyoruz.

Eğer sakal tıraşı olmanız gerekiyorsa olun. Tırnaklarınızın bakıma ihtiyacı varsa yapın. Tırnaklarınız uzun olmasın. Saçınız ne abartılı ne de özensiz olmalı. Ayakkabınız mutlaka temiz olmalı. Belki işveren bunlara dikkat etmez diye düşünüyorsunuz ancak yanılıyorsunuz. İşverenler veya insan kaynakları uzmanlarının gözünde bu detaylar, sizin iş konusundaki deneyimleriniz ve nitelikleriniz kadar önemli. Çünkü düzgün ve temiz bir görüntü vermek, profesyonelliğinizin göstergesi. Sizi profesyonel olmayan biriymiş gibi gösterecek tüm yanlışlarınızı düzeltin ve mülakata bu şekilde katılın.

  • “Ee.. ee…..” Kaçının

“E….” lemek günlük konuşmalarımızda vb. çoğunlukla yaptığımız bir şeydir. Ne kadar fazla “e…”lediğimizi bazen farketmeyiz. Ancak iş görüşmeleri için her zaman söylediğimiz şey şu ki “e….”lemeyin. Veya “e….”lemelerinizi kontrol altına alın.

İş görüşmesinde çok fazla “e…”lemek ya da duraksamak, bizim hazırlıksız ve gergin olduğumuzun olduğumuzun göstergesidir. Bunu engellemek için neler yapmalıyız peki? Öncelikle “ee…”lediğimiz zamanlara odaklanarak işe başlayabiliriz. Ne kadar çok “ee…”lediğimizin farkına varmalıyız. Sonra neden “ee…”lediğimizin farkına varmalıyız. Örneğin çoğumuz konuşmamız sırasındaki sessizlikleri doldurmak için “ee…”leriz veya doğru kelimeyi ararken “ee…”leriz vb.

Yapmamız gereken sessizlikten korkmamak. Sessizlik “e…”lemekten iyidir. Eğer doğru kelimeyi bulmak için “e…”liyorsanız, “e…”lemek yerine “Düşünmeme izin verin.” veya “Güzel bir soru.” gibi cümleler kullanarak zaman kazanmaya çalışın.

  • Mülakat Sırasında Not Almak

İş görüşmesinde not almak işverene veya insan kaynakları uzmanına işe olan ilginizi göstermenin en güzel yoludur. Ayrıca hem konuşmayı takip edip hem de not almanız hanenize artı bir puan ekler. Sonuçta bu bir profesyonel ahlaktır.

Not aldığınız araç gerecin cinsi markası vb. pek önemli değildir. Önemli olan özenli gözüküp gözükmemeleri. Yanınızda ve hazırda mutlaka kaleminiz ve güzel bir not defteriniz olsun. İş görüşmesi sırasında kalem-kağıt aramayın. Aldığınız notlar elbette önemlidir ancak işveren veya insan kaynakları uzmanlarının sizin yazdıklarınıza göz atacaklarını sanmıyoruz. Siz yine de yazdıklarınıza dikkat edin.

Mülakata gitmeden önce yapılacaklar listenizde zaten bunlar da yer almaktaydı ancak üzerine detaylıca düşünmemiştiniz. Umarız yazımız daha detaylı düşünmenizi sağlamıştır. Küçük detaylar olarak gördüğünüz ancak gerçekte özellikle karar aşamasında belirleyici rol oynayabilecek bu noktalara mülakat sırasında mutlaka dikkat edin.

Önyazının 7 faydası

“Önyazı yazmalı mıyım?” sorusu, yıllardır adayların iş başvurusu yapmadan önce en çok sorduğu, en çok tartıştığı konuların başında geliyor. CV ile gönderilecek bir önyazının başlıca 7 faydası bulunuyor. Bunların yanı  sıra küçük ipuçlarıyla önyazınızı daha etkili hale getirmeniz de mümkün

Özgeçmişiniz, potansiyel aday olarak işverene sizin hakkınızda bilmek istediği en önemli bilgileri veriyor. Nerede okuduğunuz, çalışma hayatınız, ödülleriniz ve diğer başarılarınız… Buna rağmen potansiyel işvereninize  tüm hikayenizi aktarmak için daha fazlasına ihtiyaç var. Önyazı, beceri ve deneyimlerinizi aktarırken daha fazla bilgi vermek amacıyla yazılan oldukça önemli bir doküman görevi görüyor. Özellikle İnsan Kaynakları uzmanları, hangi adayın hangi pozisyona ne kadar uyum sağlayabileceğini, mülakata davet edilmek için uygun olup olmadığını önyazılarını inceleyerek belirliyor.

Makalenin devamı için buraya tıklayın.

İş İçin İdeal Kişi Olduğunuzu Nasıl Kanıtlarsınız?

Eğer biri “Ben bu iş için en mükemmel kişiyim.” Derse, ondan muhtemelen pek fazla hoşlanmayız. Bu kişinin yetenek ve özelliklerini görür ve saygı duyarız ancak yine de işe almamak için çok önemli bir nedenimiz vardır: Onu sevmemişizdir. Bizi ikna etmesi pek kolay olmaz.

İnsan Kaynakları, İşe Alım Departmanları ve işverenler ile nasıl bir iletişim kurmalıyız? Nasıl bir iletişim kurarsak diğer adayların önüne geçebiliriz? Ne yaparsak işverenler bize güvenirler? İş arayanlardan duyduğumuz bu sorudan yola çıkarak hazırladığımız yazımızda, bu konulardan bahsedeceğiz.

is-icin-ideal-insan-kaynaklari

İş İçin İdeal Kişi Olduğunuzu Kanıtlayın

Bazı işverenler, çalışanlarını seçerken değişkenleri ortadan kaldırır ve sadece kendi görüşlerini baz alarak X yıl çalışma deneyimi olan, Y ve Z yapabilen birini işe alırlar. Veya artık “insan sarrafı” olduklarını düşünürler ve seçimlerini bu şekilde yaparlar. Eğer birinin sizi asla işe almayacağını biliyorsanız bunun için strese girip kendinizi yıpratmanın anlamı yok. Örneğin eğer biri cinsiyet ayrımı yapıyor ve makina mühendisini işe alırken kadınları doğrudan eliyorsa, yapabileceğiniz bir şey yok. Bu yazımızda biz bu türden olmayan işverenleri baz alarak konuşacağız.

Nasıl bir iletişim ile işverenlerin potansiyel çalışanı olursunuz? İşverenler sizi şirketi için ideal, çok değerli biri olarak görebilirler? Aşağıda birkaç tavsiyede bulunduk.

İş Görüşmesinde

Deneyiminiz tartışılmaz. Geçmişte işinizde vb yaşadığınız problemlerden, durumlardan ve bunların üstesinden nasıl başarı ile geldiğinizi anlatın. Tarih tekrarlanır ve geçmişte üstesinden geldiklerinizin üstesinden gelecektede geleceğinize dair elinizde bir kanıt vardır. Olası bir durumu nasıl çözebileceğiniz ile ilgili görüşlerinizi paylaşmıyorsunuz. Zaten geçmişte karşılaştığınız ve çözdüğünüz bir sorundan bahsediyorsunuz. Bu iş görüşmesinde size oldukça sağlam bir dayanak olmalı.

Özgeçmişinizde

Bir sorun ile karşı karşıya kaldığınız bir zamandan örnek verin. Buna S.E.S (Sorun, Eylem ve Sonuç) methodu denir ve bu soruna karşı nasıl bir yol izlediğinizi ve en iyi sonucu nasıl aldığınızı ifade edersiniz. D.E.S (Durum, Eylem ve Sonuç) yöntemiyle ise geçmişte yaşadığınız bir durumda, bu durum karşısında ne yaptığınızdan ve aldığınız başarılı sonuçtan bahsedersiniz. Hangi yöntemi kullanırsanız kullanın, bu yöntemler işverene kendinizi kanıtlamanızı sağlar. Yine iş görüşmesindeki gibi, özgeçmişinizde bunlara yer vermeniz geçmişte bu durumların üstesinden geldiyseniz gelecekte de üstesinden geleceğinize dair işverene güven verir.

İş Bağlantıları

Yapmayı istediğiniz şeylerin uzmanı olmaya gayret edin. İster bağlantılarınız kişisel olsun ister internet ortamından olsun, bu bağlantılarınız uzman olduğunuz alandan olmalı. Yani gitmek istediğiniz yolda bağlantılarınız varsa onlar size birer referans olacak ve işverenin sizin işi bildiğinize dair güveni artacaktır. Örneğin Twitter, Facebook, Linkedin ve kendi kişisel web sayfanızda, bloğunuzda uzman olduğunuz konuda paylaşımlarda bulunuyorsanız, o konuda bilgi sahibi olmak isteyenler sizi takip ediyorlarsa bundan daha iyi bir dayanağınız olamaz. Bu alandaki kişiler ile kuracağınız iş bağlantısı zaten bir kanıt niteliği de taşır.

Bildiğiniz, ilgi duyduğunuz, uzmanlaştığınız bir alanda yazın. Bu başkalarına yardım etmenizi sağlarken, aynı zamanda kendi alanınızda uzman olduğunuzu da gösterir. Diğerleri –ki buna olası işverenleriniz de dahil- sizin ne konuda ne bildiğinizi bu sosyal paylaşım sitelerinden rahatça görür.

Kendiniz olabilmek çok önemli. Yani kendinizi uzmanmış gibi göstermeyin. Uzmanlaştığınız bir konuda özgün paylaşımlarda bulunun. Veya uzmanlaştıktan sonra bir konuda diğerlerine yardımcı olacak paylaşımlar yapın. Kendiniz olmadan bu yaptıklarınızın hiçbir değerinin olmayacağını kabul edin. Diğerleri sizi izliyor, takip ediyor ise bu kendiniz olduğunuz içindir, sizi öyle düşündükleri içindir. Bunu iş görüşmesinde yansıtmak için elinizden geleni yapmalısınız.